Wii oyunlarında en çok önem
kazanan noktaların başında doğal olarak Remote ve Nunchuk'ın kullanım
yönlerini gösteren detaylar ayrıca öneme sahip. Türü gereği her oyunun
bunu ortaya koyabileceği noktalar bulunuyor ve Wii'nin hakkını,
Nintendo'nun da istediği gibi "oyunu yaşamak" şeklinde kullanıcıya
vermeye çabalıyorlar. Zelda, Rayman ya da Wii Sports... Hepsi de bunu
başarıyla oyuna odaklayabildiler, fakat mesele kontrolleri eğlenceye
dönüştürmekse, Warioware GBA ve Gamecube'den beri bu işin zaten ustası.
Oyun daha ana menüye ayak basmadan sizinle etkileşime girmeye başlıyor
(laubali ?) ve ufak detaylarıyla bile inanılmaz bir eğlenceyi garanti
ediyor. Burada Wario'nun bıyıklarını çekiştirip burnuyla oynayabilir,
gözlerini şaşı edebilirsiniz. Bu, biraz da Remote'un ne kadar
atraksiyonlu özelliklerle kullanıldığını da gösteriyor. Ardından
kendinizi oyunun geçtiği şehirde buluyorsunuz ve Wario'nun kendisiyle
"mikro" (mini değil, evet) oyunlara başladıktan sonra Mona, 9-Volt gibi
diğer öteki ünlü Wario kahramanları size katılıyor. Oyunlara mikro diyor
olmamın nedeni bu tanımı Smooth Moves'un kendisinin getirmesi, zira
çoğu 5 saniyeden bile uzun değil. Fakat sunum açısından olaya
baktığımızda amacınız kendinizi karşılaşacağınız şeye çabucak
hazırlamanıza ve yapmanız gereken şeyi de aynı hızla gerçekleştirmeye
dayalı olduğundan bu bir sorun olarak göze batmıyor; zaten oyunların
tamamı da birbiri ardına geldiği için bunu düşünmenize fırsat kalmıyor,
kaldı ki bu da Warioware'in oyun stili.
Move you
Ana menümüz şehrin bir haritası görünümünde ve ilerledikçe burada yeni
yerler ve ekstralar açılıyor. Senaryo ilerleyişinde uzunca bir süre
sadece Remote kontrolörü kullanıyorsunuz ve her kahraman kendine özgü
bir mini hikaye ve kontrol biçimine sahip. Kontrollerin tamamı size yeni
oyunlarla karşılaştıkça birer ikişer tanıtılıyor ve böylelikle onları
akla hayale gelmeyecek biçimlerde kullanmış oluyorsunuz. Buna göre de
sadece Remote'u kullanabildiğiniz ve bir de Nunchuk'un bağlanabildiği
toplamda 19 farklı oynanış alternatifine sahipsiniz. Oyunun kendi
enteresan havası, olayları size kendine özgü destansı yapısıyla
birleştirerek sunuyor. Buna göre Smooth Moves'da Remote kontrolöre Form
Baton, Nunchuk'a ise Balance Stone denmiş.
Smooth Moves'un içeriğinde 200'den fazla mikro oyun var.
Yalnız bunun sizde yanlış izlenim uyandırmasına izin vermeyin, çünkü
bunların hepsi, az önce de dediğim gibi maksimum 4 - 5 saniyede
bitirilebilecek şeyler. Kontrolörleri tutuşunuzla alakalı olarak hepsi
de sizin hareketlerinizle uyumlu bir görüntü sergiliyor ve kimi zaman
bardaktan su içmek için Remote'u bir bardak gibi görüyorsunuz, kimi
zaman da dumble ile kas çalıştırıyormuşçasına kolunuzu büküyorsunuz.
Çeşitliliğe rağmen hepsi de belli bir düzene konulmuş ve tutuş stilinize
göre de sınıflandırılmış. 3 farklı zorluk derecesi var ve tüm oyunların
sırayla karşınıza çıktığı oyun modunda her 20 mikro oyunda bir seviye
zorlaşarak ilerliyor. Her ne kadar bazı oyunlarda ne yapacağınızı
anlamak başlangıçta zor olabiliyorsa da ilerledikçe hepsine
alışıyorsunuz.
Smooth Moves içerisinde çok kısa süren bu mikro oyunların yanı sıra
nispeten daha uzun bir oynanışa sahip sayabileceğimiz bir takım başka
oyunlar da yok değil. Eskilerden Duck Hunt diye aklımızda kalan bir
shooter oyunu bunlardan biri. Size fırlatılan bombaları, sağda solda
beliren teneke kutuları ve havada uçan ördekleri vurarak ekstra
saniyeler kazandığınız bu oyunda elinizden gelenin en iyisini yaparak
olabildiğince uzun süre oyunu oynamaya gayret etmenize dayalı bir
ilerleyiş söz konusu. Haliyle zamanla zorlaşıyor ve bu sırada da size
hızı yavaşlatmanızı sağlayan bazı ekstralar yardımcı oluyor. Bir tenis
topunu kulenin içerisinde mümkün olduğunca sektirerek yukarı taşımanızı
gerektiren bölüm ise hem bir sinir harbi, hem de güç üzüntüsü. Topu
sektirerek yolunuza çıkan tuğlalara takılmadan tepeye ulaşmanız gerekli
ve bu gerçekten de ilerledikçe sinir bozucu bir biçimde zorlanıyor.
Böyle diyorum, fakat her yenilginizle kendinizi bir sonrakinde daha iyi
yapmak konusunda teşvik ediyor ve bu kısır döngü boyunca belki de
saatlerinizi feda edebiliyorsunuz. Bir diğer küçük oyunda ise ekranın
alt kısmında sahip olduğunuz tepsi üzerine düşen çeşitli geometrik
cisimleri düşürmeden tutmanız gerekiyor. Bölüm bölüm ilerleyerek yeni
zorluk seviyeleri açılıyor ve bunların çok detaylı olduğunu söylemek
mümkün. Cisimlerin birbirleriyle fiziksel etkileşimleri ise fazla
gerçekçi olmamakla birlikte sınıfı geçecek seviyede.
Oyunun grafikleri de mikro oyunların kendilerine göre paralel bir
şekilde değişim gösteriyor ve çok basit oyunlarda baştan savma grafikler
var bile denebilir. Genel olarak baktığımızdaysa hepsindeki kendine
özgü havayı fark ediyor, grafiklerin bu hali umurunuzda olmuyor ve hatta
atmosferi tamamlıyor oluşu hoşunuza da gidiyor. Başlı başına
kontrollere şimdiye kadar hiç değinmedim, çünkü buna değebilecek
derecede bir sorun yok. Mikro oyunların içerisinde etkileşime geçtiğiniz
cisimler oldukça doğal hareketlere sahip. Wii'nin şu kısacık ömründe
Remote kontrolörü bu kadar başarılı ve çok yönlü kullanan bir oyunun
gelmediğini söylemek mümkün. Her ne kadar ufukta çok değerli oyunlar var
olsa da Smooth Moves, mükemmel kontrolleriyle evde eğlence arayan
topluluklar için Wii'nin tartışmasız lider oyunlarından biri.
kazanan noktaların başında doğal olarak Remote ve Nunchuk'ın kullanım
yönlerini gösteren detaylar ayrıca öneme sahip. Türü gereği her oyunun
bunu ortaya koyabileceği noktalar bulunuyor ve Wii'nin hakkını,
Nintendo'nun da istediği gibi "oyunu yaşamak" şeklinde kullanıcıya
vermeye çabalıyorlar. Zelda, Rayman ya da Wii Sports... Hepsi de bunu
başarıyla oyuna odaklayabildiler, fakat mesele kontrolleri eğlenceye
dönüştürmekse, Warioware GBA ve Gamecube'den beri bu işin zaten ustası.
Oyun daha ana menüye ayak basmadan sizinle etkileşime girmeye başlıyor
(laubali ?) ve ufak detaylarıyla bile inanılmaz bir eğlenceyi garanti
ediyor. Burada Wario'nun bıyıklarını çekiştirip burnuyla oynayabilir,
gözlerini şaşı edebilirsiniz. Bu, biraz da Remote'un ne kadar
atraksiyonlu özelliklerle kullanıldığını da gösteriyor. Ardından
kendinizi oyunun geçtiği şehirde buluyorsunuz ve Wario'nun kendisiyle
"mikro" (mini değil, evet) oyunlara başladıktan sonra Mona, 9-Volt gibi
diğer öteki ünlü Wario kahramanları size katılıyor. Oyunlara mikro diyor
olmamın nedeni bu tanımı Smooth Moves'un kendisinin getirmesi, zira
çoğu 5 saniyeden bile uzun değil. Fakat sunum açısından olaya
baktığımızda amacınız kendinizi karşılaşacağınız şeye çabucak
hazırlamanıza ve yapmanız gereken şeyi de aynı hızla gerçekleştirmeye
dayalı olduğundan bu bir sorun olarak göze batmıyor; zaten oyunların
tamamı da birbiri ardına geldiği için bunu düşünmenize fırsat kalmıyor,
kaldı ki bu da Warioware'in oyun stili.
Move you
Ana menümüz şehrin bir haritası görünümünde ve ilerledikçe burada yeni
yerler ve ekstralar açılıyor. Senaryo ilerleyişinde uzunca bir süre
sadece Remote kontrolörü kullanıyorsunuz ve her kahraman kendine özgü
bir mini hikaye ve kontrol biçimine sahip. Kontrollerin tamamı size yeni
oyunlarla karşılaştıkça birer ikişer tanıtılıyor ve böylelikle onları
akla hayale gelmeyecek biçimlerde kullanmış oluyorsunuz. Buna göre de
sadece Remote'u kullanabildiğiniz ve bir de Nunchuk'un bağlanabildiği
toplamda 19 farklı oynanış alternatifine sahipsiniz. Oyunun kendi
enteresan havası, olayları size kendine özgü destansı yapısıyla
birleştirerek sunuyor. Buna göre Smooth Moves'da Remote kontrolöre Form
Baton, Nunchuk'a ise Balance Stone denmiş.
Smooth Moves'un içeriğinde 200'den fazla mikro oyun var.
Yalnız bunun sizde yanlış izlenim uyandırmasına izin vermeyin, çünkü
bunların hepsi, az önce de dediğim gibi maksimum 4 - 5 saniyede
bitirilebilecek şeyler. Kontrolörleri tutuşunuzla alakalı olarak hepsi
de sizin hareketlerinizle uyumlu bir görüntü sergiliyor ve kimi zaman
bardaktan su içmek için Remote'u bir bardak gibi görüyorsunuz, kimi
zaman da dumble ile kas çalıştırıyormuşçasına kolunuzu büküyorsunuz.
Çeşitliliğe rağmen hepsi de belli bir düzene konulmuş ve tutuş stilinize
göre de sınıflandırılmış. 3 farklı zorluk derecesi var ve tüm oyunların
sırayla karşınıza çıktığı oyun modunda her 20 mikro oyunda bir seviye
zorlaşarak ilerliyor. Her ne kadar bazı oyunlarda ne yapacağınızı
anlamak başlangıçta zor olabiliyorsa da ilerledikçe hepsine
alışıyorsunuz.
Smooth Moves içerisinde çok kısa süren bu mikro oyunların yanı sıra
nispeten daha uzun bir oynanışa sahip sayabileceğimiz bir takım başka
oyunlar da yok değil. Eskilerden Duck Hunt diye aklımızda kalan bir
shooter oyunu bunlardan biri. Size fırlatılan bombaları, sağda solda
beliren teneke kutuları ve havada uçan ördekleri vurarak ekstra
saniyeler kazandığınız bu oyunda elinizden gelenin en iyisini yaparak
olabildiğince uzun süre oyunu oynamaya gayret etmenize dayalı bir
ilerleyiş söz konusu. Haliyle zamanla zorlaşıyor ve bu sırada da size
hızı yavaşlatmanızı sağlayan bazı ekstralar yardımcı oluyor. Bir tenis
topunu kulenin içerisinde mümkün olduğunca sektirerek yukarı taşımanızı
gerektiren bölüm ise hem bir sinir harbi, hem de güç üzüntüsü. Topu
sektirerek yolunuza çıkan tuğlalara takılmadan tepeye ulaşmanız gerekli
ve bu gerçekten de ilerledikçe sinir bozucu bir biçimde zorlanıyor.
Böyle diyorum, fakat her yenilginizle kendinizi bir sonrakinde daha iyi
yapmak konusunda teşvik ediyor ve bu kısır döngü boyunca belki de
saatlerinizi feda edebiliyorsunuz. Bir diğer küçük oyunda ise ekranın
alt kısmında sahip olduğunuz tepsi üzerine düşen çeşitli geometrik
cisimleri düşürmeden tutmanız gerekiyor. Bölüm bölüm ilerleyerek yeni
zorluk seviyeleri açılıyor ve bunların çok detaylı olduğunu söylemek
mümkün. Cisimlerin birbirleriyle fiziksel etkileşimleri ise fazla
gerçekçi olmamakla birlikte sınıfı geçecek seviyede.
Oyunun grafikleri de mikro oyunların kendilerine göre paralel bir
şekilde değişim gösteriyor ve çok basit oyunlarda baştan savma grafikler
var bile denebilir. Genel olarak baktığımızdaysa hepsindeki kendine
özgü havayı fark ediyor, grafiklerin bu hali umurunuzda olmuyor ve hatta
atmosferi tamamlıyor oluşu hoşunuza da gidiyor. Başlı başına
kontrollere şimdiye kadar hiç değinmedim, çünkü buna değebilecek
derecede bir sorun yok. Mikro oyunların içerisinde etkileşime geçtiğiniz
cisimler oldukça doğal hareketlere sahip. Wii'nin şu kısacık ömründe
Remote kontrolörü bu kadar başarılı ve çok yönlü kullanan bir oyunun
gelmediğini söylemek mümkün. Her ne kadar ufukta çok değerli oyunlar var
olsa da Smooth Moves, mükemmel kontrolleriyle evde eğlence arayan
topluluklar için Wii'nin tartışmasız lider oyunlarından biri.